Ankara’da Veysel Tetik isimli erkek, evli olduğu Selma Tetik’i ateşli silah kullanarak öldürdü.

  Saat 10.00 sıralarında 51 yaşındaki Veysel Tetik, markete gitme bahanesiyle evden çıkardığı evli olduğu Selma Tetik’i sokakta tabancayla vurdu.Ağır yaralanan Selma, çevredekilerin ihbarı üzerine gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ancak Selma, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. DHA’nın haberine göre Veysel Tetik ise ‘teslim ol’ çağrısı yapan bekçilere bir el ateş ederek kaçtı. Bekçilerin sokakta yaklaşık 100 metre kovaladığı Tetik, polis ve bekçilerin ikna çalışması sonucu silahını bıraktı ve gözaltına alındı. Polis olmamasına karşın polis gömleği giydiği belirtilen Tetik, polis merkezine götürüldü.

   Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır).

YAKALANACAĞINI ANLAYINCA İNTİHARA KALKIŞTI

  Veysel Tetik, olay yerine gelerek 'teslim ol' çağrısı yapan bekçilere, bir el ateş ederek kaçtı. Bekçilerin sokakta yaklaşık 100 metre kovaladığı Tetik, yakalanacağını anlaşınca bu sefer tabancayı kendi başına dayadı. Veysel Tetik, gelen polis ve bekçilerin ikna çalışması sonucu silahını bırakarak teslim oldu.

  Polis olmamasına karşın polis gömleği giyen Veysel Tetik, gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.

Erdoğan: Yeni bir seferberlik başlatıyoruz!

   AKP İstanbul İl Teşkilatı Toplantısına katılan Erdoğan, "Hemen yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak onun da derdini dinleyeceğiz" dedi.

   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak onun da derdini dinleyeceğiz" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, telekonferans yöntemiyle AK Parti İstanbul İl Teşkilatı Toplantısına katıldı."Mart ayı öncesindeki hayat düzenine dönüşün uzunca bir süre mümkün olmadığı görülüyor"AK Parti İstanbul İl Teşkilatı toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Maalesef salgın hastalık sebebiyle bu güne kadar hafızalarımızda olandan çok farklı bir Ramazan ayı geçirdik. Bayrama da aynı şekilde alışılagelmiş dışında bir iklimde giriyoruz. İnsanlık dünyanın tamamını etkisi altına alan salgın nedeniyle 5 milyar kişinin evine kapanmak ayrıca 2,7 milyar kişinin de işine ara vermek zorunda kaldığı zorlu bir süreci yaşıyor. Türkiye Salgına karşı hem sağlık hizmetleri hem de temel ihtiyaç malzemelerin temini noktasında hamd olsun örnek bir görüntü ortaya koymuştur. Vakitlice aldığımız ve etkin bir şekilde uyguladığımız önlemler sayesinde salgını hızla kontrol altına aldık hem de normalleşme sürecini güvenli bir şekilde başlatabildik. Her vesileyle ifade ettiğim gibi dünya ve ülkemiz için artık yeni bir normal durumu özellikle gündemde tutmaya mecburuz. Mart ayı öncesindeki hayat düzenimize yeniden dönüşün uzunca bir süre mümkün olmadığı görülüyor. 

   Dünyanın her yerinden salgın tehdidi sona erinceye dek hayatımızı maske kullanımı, fiziki mesafeye dikkat ve temizliğe riayet olarak ifade edebileceğimiz temel kurallara göre düzenlemek mecburiyetindeyiz. Bugüne kadar kararlaştırdığımız her normalleşme adımını bu hassasiyetin altını tekrar tekrar çizerek attık. Salgınla mücadelede elde ettiğimiz kazanımları korumamız ve daha ileriye taşımamız şarttır. Aksi takdirde yeni salgın ataklarına maruz kalabiliriz. Böyle bir durumda ise artık tahammülümüzün olmadığı çok daha ağır sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bunun için hep birlikte önümüzdeki süreci hem sağlıkla ilgili hassasiyetler hem de ekonomik hedeflerimiz hem de küresel siyasi gelişmeler bakımından çok dikkatli yönetmemiz gerekiyor. Hamd olsun şu ana kadar bütün bunları birlikte yapabileceğimiz kapasiteye ve iradeye sahip olduğumuzu gösterdik. Ülkemizin hem salgınla mücadelesi, hem de salgın sonrasına ilişkin vizyonu tüm dünyada dikkatle takip ediliyor ve örnek alınıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde aynı dikkati ve dengeyi sürdürmek suretiyle yolumuza devam edeceğiz" dedi.

"Yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz"

"AK Parti Türkiye'nin son 18 yılının mimarı olmasının yanında geleceğinin de umududur" diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde tüm farklılıkların ötesinde 83 milyon vatandaşımızın tamamının ortak paydasını teşkil eden değerlerin ve beklentilerin tek temsilcisi AK Parti'dir. Hep söylediğim gibi bu partinin sahibi kuruluşundan bu güne bizatihi milletimizdir. İnşallah hepte öyle kalacaktır. Türk siyasi hayatında kaderi ülkesinin ve milletinin kaderiyle bu kadar bütünleşmiş bir parti örneği bulunamaz. Bu tablo AK Partinin yönetim kadrolarında görev almış olan herkesin sorumluluğunu daha da ağırlaştırmaktadır. İstanbul İl Teşkilatımızın yöneticileri olarak sizlerin her biri şehirde ulaşmadık ve gönlünü kazanmadık kimse bırakmamakla mükellefsiniz. Şayet bu şehirde AK Parti il teşkilatlarımızın hala kapısını çalmadığı elini sıkmadığı, halini hatırını sormadığı tek bir kişi dahi varsa, görevimizi eksik yapmışız demektir. Biz hiçbir zaman milletimize sadece seçimden seçime giden bir parti olmadık. AK Partinin asıl gücü yılın 365 günü, günün 24 saati Hakk'ın rızasını kazanmak ve halka hizmet etmek için çalışan bir yapıya sahip olunmasıdır. Kazançlarımızın da kayıplarımızın da sebebini arayacağımız yer işte burasıdır. Beklediğimizi bulamadığımız durumlarda suçu millete yıkmayacak, faturayı başkalarına kesmeyeceğiz, dönüp kendimize bakacağız, kendimizi sorgulayacağız. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, siyasetin özü insan insana, yüz yüze, kalp kalbe iletişim olarak kalmayı sürdürecektir. Elbette devrin bütün imkanlarını sonuna kadar ve en etkin şekilde kullanacağız. Ama bu asla siyaset yöntemimizin temel ilkesini oluşturan yüz yüze iletişimi koparma pahasına olmayacaktır. Unutmayınız siyasete girmekle talip olduğumuz tek şey milletimizin hizmetkarlığıdır. Konumunu yanlış değerlendirip millete hizmet yerine tahakküme tepeden bakmaya, kayıtsız kalmaya, azarlamaya çalışan hiç kimsenin bu çatının altında yeri yoktur. Diğer partilerde bu tarz siyaset yapan ziyadesiyle kişi vardır. 

   Milletimizin onları nerede tuttuğu ortadadır. Bunun için hemen yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak onun da derdini dinleyeceğiz. 29 Mayıs İstanbul'un fethi gibi önemli yıl dönümlerini bu çalışmaları daha üst seviyelere çıkarmanın vesilesi olarak görmeliyiz" dedi.

Merkez Bankası ile Katar Merkez Bankası swap anlaşmasına vardı

  Türkiye’nin özellikle Covid-19 salgını sonrası artan yeni yurtdışı kaynak ihtiyacını karşılama konusunda sıkıntılar yaşayan ve bu nedenle uzun süredir arayış içinde olan ekonomi yönetimi, bir kez daha Katar’a sarıldı.

  Bu konuda ABD Merkez Bankası Fed’den resmi olmasa da olumlu yanıt alamayan, IMF’nin kapısını çalmayacağını açıklayan ekonomi yönetiminin bir süredir İngiltere, Japonya, Katar ve Çin ile görüştüğü basına yansımıştı.
Berat Albayrak’tan ‘swap’ açıklaması

İHTİYACI KARŞILAMAZ

  Dünkü Merkez Bankası açıklamasına göre, banka ile Katar Merkez Bankası arasında 17 Ağustos 2018’de imzalanan ikili para takası (swap) anlaşması tadil edilerek tutar, 5 milyar dolardan 15 milyar dolar karşılığı TL ve Katar Riyali’ne yükseltildi.

   Açıklamada şu vurgu da dikkat çekti: “Anlaşmanın temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır.”
Eski Merkez Bankası Başkanı ve halen İYİ Parti milletvekili olan Durmuş Yılmaz, konuyu “Senin para bende, benim para sende dursun şeklindeki dokunulamayan swap anlaşmaları” şeklinde yorumlarken, gelecek paranın görüntüde rezervi yüksek göstermeye yarayacağını söyledi.

  Yılmaz, “Katar ve Türkiye’nin dolar ihtiyacı için aldıkları TL ve riyalleri Londra’da satmaları gerekir, ancak bu durumda TL ve riyalin değeri düşer. İki ülke bunu istemez” dedi.

Ayrıca Durmuş’a göre, bu anlaşma Türkiye’nin swap ihtiyacını karşılamaz.
   

Yüzlerce dönüme ekilenler halka ücretsiz dağıtılacak


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın kırsal kalkınmayı ve tarımsal ekonomiyi desteklemek amacıyla tarım arazilerinin değerlendirilmesi yönündeki talimatı sonrası Gölbaşı Karaoğlan Mahallesi’nde 250 dönüm alanda sebze, 500 dönüm alanda ise patates ekimine başlandı.

   Araziye biber, salatalık, domates ve patates ekildi. Ekim sonrası elde edilecek ürünler tek tek toplanacak. Ardından vatandaşa dağıtılacak.



   Köremezli, “Bu arazilerde biber, salatalık ve domates üretimlerimiz var. Buradan elde ettiğimiz ürünleri toplayarak sosyal yardımlar kapsamında ihtiyaç sahibi ailelere ulaştıracağız. Belediyeye ait diğer arazilerin analizleri bitmek üzere.

   İlçelerde bulunan kooperatifler, Ziraat Odaları ve çiftçilere tohum, gübre, mazot ve ilaç desteği vererek satın alma garantili bir şekilde üretim yapılmasını sağlayacağız” dedi.

   Ekimi yapılan ürünler hasat zamanı toplayarak ihtiyaç sahibi ailelere ücretsiz dağıtacak. Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Fazıl Köremezli, sözleşmeli üreticilerden alınacak ürünler ile boş ve atıl durumda olan tarım arazilerini değerlendirerek ekim yapmayı sürdüreceklerini söyledi.

Ekrem İmamoğlu dağıttığı 100 ton patatesi övdü

   İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, mahsulün tarlada çürümediğini söyleyerek, Adanalı çiftçilerde aldığı 100 ton patates ve soğanı ihtiyaç sahiplerine dağıttığını açıkladı. Türkiye'deki patates ve soğanın yıllık üretimi ise 7,2 milyon ton... Ekrem İmamoğlu'nun üreticiden aldığı mahsulün değeri 5-10 kamyon değerinde.

   İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaparak; "Mahsüller tarlada çürümedi dar gelirlinin sofrasına ulaştı. Adanalı çiftçilerde aldığımız 100 ton patates ve soğanı İstanbul'da ihtiyaç sahibi ailelere dağıtmaya başladı. Bu dayanışma büyüyecek" dedi.
Ancak, Türkiye'nin patates üretimi 2019'da 5 milyon ton, kuru soğan üretimi ise 2.2 milyon ton... Toplam 7.2 milyon ton..

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Nejat Özonay "IBB Bşk. İmamoğlu 100 ton almış, 5 kamyon eder... Toplam rekoltenin Milyonda 13.89'u:) Gerçekten çiftçiye çok büyük katkı olmuş.. Bilhassa para ettiği şu dönemde.." dedi 
Halkın parasıyla saltanat: AKP'li başkan ekrana çıkmak için 100 bin lira ödemiş!

  AKP’li Osmangazi Belediye Başkanı Dündar’ın katıldığı televizyon programları için belediye kasasından yüz binlerce lira ödendiği ortaya çıktı. Dündar’ın sadece 31 Mart yerel seçimleri öncesinde katıldığı program için 100 bin TL ödendi.

BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, AKP’li belediyelerde halkın parasıyla yürütülen saltanat bir bir ortaya çıkması bakımından dikkat çekti. 

   Bursa Osmangazi Belediye Başkanı AKP’li Mustafa Dündar’ın katıldığı televizyon programları için yayın kuruluşlarına belediye kasasından yüzbinlerce lira ödendiği ortaya çıktı.
Dündar’ın sadece 31 Mart yerel seçimleri öncesinde katıldığı seçim programları için de belediye kasasından yaklaşık 100 bin TL ödendi.

   Osmangazi Belediyesi’ne bağlı Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Dündar’ın 31 Mart Yerel seçimleri öncesinde katıldığı ‘Yerel Seçim 2019’ isimli canlı yayın programı için iki ayrı ödeme yaptı.

   Belediye, Dündar’ın katıldığı bir program için 47 bin 200 TL’lik; bir sonraki program için de 51 bin 920 TL’lik ödeme yaptı.
Belediye kasasından seçim programın yayımlandığı televizyon kanalına iki canlı yayın için yapılan toplam ödeme yaklaşık 100 bin TL’yi buldu.Dündar’ın bir başka televizyon kanalında katıldığı program için ise 70 bin 800 TL’lik ödeme yapıldı



Balkona İngiliz Bayrağı asan yabancı uyruklu şahıs hakkında işlem başlatıldı

  Kayseri'de 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda balkonlara çıkarak İstiklal Marşı okuduğu sırada yabancı uyruklu bir şahsın balkonuna İngiliz bayrağı şeklinde havlu asmasıyla ilgili yasal işlem başlatıldı.

   Kocasinan ilçesine bağlı Fuzuli Caddesi'ndeki 6 katlı apartmanın 5'inci katında akşam saatlerinde meydana gelen olayda, iddiaya göre, bir süredir Kayseri'de yaşayan İranlı Mohammad Reza K., üzerinde İngiliz bayrağının olduğu havluyu kurutmak için balkonuna astı.


Kayseri Valiliğince yapılan yazılı açıklamada; 'Bazı basın yayın organlarında yabancı uyruklu bir şahsın İngiliz Bayraklı havlusunu balkonuna astığı haberleri yer almıştır. Söz konusu havluyu kurutmak için balkonuna astığını iddia eden yabancı uyruklu şahıs hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır' denildi

Genç İşsizler Platformu’ndan ‘işsizlik’ raporu: 3 milyondan fazla genç ne okuyor ne de çalışıyor

   Genç İşsizler Platformunun Öğrenci Sendikası ile ortak olarak hazırladığı, ‘Gençliğin Bayramında Gençliğin Durumu’ başlıklı rapora göre Türkiye’de gençler işsizlik, borç ve umutsuzluk içinde.
Evrensel’in haberine göre rapora göre büyümenin istihdama yansımamasıyla birlikte gittikçe artan genç işsizlik, 2018’deki ekonomik krizle birlikte zirveye çıktı.

Son yıllarda genç işsizlikte genel bir artışın gözlemlendiği belirtilen raporda ekonomik krizin de etkisiyle iş aramaktan vazgeçtiği için artık ekonomik olarak “işsiz” değil “iş gücü dışı” sayılan genç sayısında rekor artış yaşandı.

   Asgari ücretin altı dayatılıyor
Rapora göre 2020 yılı itibarıyla 15-24 yaş arasında genç istihdam sayısı 3 milyon 447 bin iken, bu sayının 2014 yılının dahi altında kaldığı görüldü. Genç işsizlikteki artışın işverenler tarafından gençlere düşük ücret dayatması olarak yansıdığı belirtilen raporda, “Haksız yere düşük ücreti kabul etmeyecek olan gençliği, kapının önünde genç işsizler ordusu beklemektedir ve işverenler bunu bir koz olarak değerlendirmektedir” denildi. 

  Rapora göre, koronavirüs salgını öncesinde üniversiteli genç işsiz sayısının azalması, iş bulma ümidini yitirerek iş aramaktan vazgeçen gençlerin rekor sayıda artmasıyla doğrudan ilişkili. 1 milyon 168 bin genç iş gücü dışında kaldı.
İşsizlik sayısındaki artışa ek olarak işsizlik süresi de arttı. 1 yıldan fazla süredir iş arayan 15-24 yaş arası genç sayısı, son 2 yılda 74 binden 183 bine çıktı. Gençler sigortasız ve asgari ücretin dahi altında bir ücrete çalışmak ya da işsiz kalmak arasında kaldı.

GENÇLER UMUTSUZ

   2014’ten bugüne tüm yaş gruplarında özel sektörün sağladığı istihdam yerinde sayarken kamu istihdamı arttı. Kamu çalışanlarının özlük hakları daha yüksek, çalışma süreleri ise kanuni sınırlamalara uygun olduğu için gençler için bir nevi güvence anlamına gelen kamu sektöründe ise gençlerin liyakate dayalı alım yapıldığına güveni kalmadı.





Akdeniz'de 5,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 

   Akdeniz'de gece boyu depremler meydana geldi. Girit Adası yakınlarında kaydedilen depremlerin en büyüğünün 5,6 olduğu açıklandı.

  Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Akdeniz'de 4,1 ile 5,6 büyüklükleri arasında 6 ayrı deprem kaydedildi.

  Depremlerin saatleri ve büyüklükleri şöyle:
Saat 02.22'de 5,6, saat 03.02'de 4,4, saat 05.44, 05.48,  07.15 ve 07.23'te 4,1.

Depremlerin 5,71 ila 39,70 kilometre derinlikte olduğu ve Muğla'nın Datça ilçesine 269 ile 320 kilometre arasında uzaklıkta gerçekleştiği belirlendi.

Turkuvaz Grubu yine Kudüs’ü İsrail’e verdi
 Müslümanların hassas konularından biri olan Kudüs, Turkuvaz Grubu’na bağlı A Haber tarafından İsrail’in bir şehri olarak gösterildi. Gruba bağlı Sabah gazetesi de daha önce bir bulmaca ekinde aynı şekilde davranmış ve Kudüs’ün bir İsrail şehri olduğunu ileri sürmüştü.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı ve Hazine Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yönettiği Turkuvaz Grubu, Müslümanların tepkisini çeken bir olaya imza attı.
Gruba bağlı A Haber, Çin’in İsrail Büyükelçisinin evinde ölü bulunmasını değerlendirmesi için Anadolu Ajansı Kudüs Temsilcisi Turgut Alp Boyraz’a bağlandı. Zeynep Bayramoğlu’nun sunduğu programda, Boyraz’a bağlanıldığı esnada ekranlarda “İsrail – Kudüs” yazısı belirdi. Yayın boyunca ekranda tutulan yazı sosyal medya kullanıcılarının büyük tepkisini çekerek, “Kudüs İslam’ındır, Kudüs Filistin’en başkentidir” tweetleri atıldı.

Kudüs’ü İsrail’a ait göstermişlerdi! Özür dilediler…
A Haber canlı yayınında Kudüs’ün İsrail’e bağlı bir şehirmiş gibi gösterilmesinin ardından büyük tepki gelmişti. Kanal yönetimi ve program sunucu özür diledi.

‘BU VAHİM HATA KANALA AİTTİR’

  Anadolu Ajansı Editörü Turgut Alp Boyraz, sosyal medyadaki tepkilerin ardından açıklama yaptı. Boyraz, yapılan hatadan ötürü A Haber’i sorumlu tutarak ekranda yazan yazıdan haberdar olmadığını söyledi. İşte Boyraz’ın sosyal medyadan yaptığı açıklama:

“Her ne kadar ilgili kanalın hatası olsa da ekranda ben de olduğum için bu notu paylaşma ihtiyacı hissettim: Hemen her gün bir çok kanala bağlanarak yayın yapıyorum, bu yayınlar Skype üzerinden olduğu için o esnada tv ekranında ne yazdığını da göremiyorum.
Dolayısıyla yapılan bu vahim hata ilgili kanala aittir. Çalıştığım kurum ve şahsımla bir ilgisi yoktur. Saygılarımla.”

Ardından A Haber’den de özür geldi. Kanaldan yapılan açıklamada şöyle denildi.
Ülkelerin kişi başına düşen milli gelirleri

   Kişi başına milli gelir 2009 yılından bu yana ilk kez 10 bin doların altına gerileyerek 2018 sonu itibarıyla 9 bin 632 dolara düştü. Böylece kişi başına gelirde 2007 yılına, yani 11 yıl önceki seviyeye geri döndük.

   2013'te 12 bin 480 dolara kadar yükselen kişi başı milli gelir, 2019'da 9 bin 127 dolara geriledi. Böylece, 2007'deki 9 bin 656 dolarlık seviyenin gerisine düşülmüş oldu. Büyüme oranında da, 2009'daki yüzde 4,8'lik küçülmenin ardından en kötü performans 2019 yılında kaydedildi.

   Türkiye ekonomisi 2019’da yüzde 0,9 oranında büyürken, dolar cinsinden kişi başı milli gelirdeki düşüş dikkat çekiyor.
2013’te 12 bin 480 dolara kadar yükselen kişi başı milli gelir, 2019’da 9 bin 127 dolara kadar geriledi. Kişi başı milli gelirdeki 6 yıllık düşüş 3 bin 353 dolar, 1 yıllık düşüş 566 dolar oldu. Kişi başı milli gelir 6 yılda yüzde 26,9, 1 yılda yüzde 5,8 oldu.

   Böylece vatandaşın gelir düzeyi, 2007 seviyesinin altına geriledi.

2009'DAN BU YANA İLK KEZ

  Ekonomideki keskin daralmaya paralel olarak kişi başına gelirimiz de adeta eridi. Kişi başına milli gelir 2009 yılından bu yana ilk kez 10 bin doların altına gerileyerek 2018 sonu itibarıyla 9 bin 632 dolara düştü. Böylece kişi başına gelirde 2007 yılına, yani 11 yıl önceki seviyeye geri döndük. 2007'de kişi başına gelir 9 bin 656 dolardı. Kişi başına gelir 2013 yılında 12 bin 480 dolarla en yüksek seviyeye çıkmıştı. 2017'de kişi başına milli gelir 10.602 dolardı. Veriler, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle 2017'ye göre kişi başına 970 dolar, 2013 yılına göre ise 2 bin 848 dolar birden fakirleştiğimizi gösteriyor.
Ekranların güzel yüzü Ece Üner'den şaşırtan itiraf: Ben bir işcinseldim

  Ünlü haber spikeri Ece Üner, Armağan Çağlayan'ın programına konuk oldu. “Bence ben çok başarılı bir spiker değilim” diyen Üner, “Hayatımın bir döneminde işcinseldim. Ancak şu an değilim” dedi. Üner Jülide Ateş ile olan anısını ise kahkahalarla anlattı.

   Haber yorumlarıyla dikkatleri üzerine çeken ünlü sunucu Ece Üner, Armağan Çağlayan’ın YouTube’ta yayınlanan programına katıldı ve pek çok itirafta bulundu. Spikerliğe başladığı günleri anlatan Üner, Jülide Ateş’le ilgili ilginç bir anısını paylaştığı sırada Armağan Çağlayan’la birlikte kahkahalara boğuldu: “2014’te ilk Show Ana Haberi sunmaya başladığımda gençtim, yaşım küçüktü. Çok röportaj talebi geliyordu ve röportajlarda şöyle diyordum ‘Nevşin Mengü, şu, bu, biz alandan geliyoruz. Bir gün Alibeyköy su baskınında, ertesi gün depremde, ertesi gün savaşta, cephede. Artık öyle Türkiye güzeli olup haber sunmak yok’ dedim, iki hafta sonra Jülide Ateş geldi yerime. Ben yerleri süpürerek çıktım.”


“ASIL EMEKTARLAR DEĞİL, SPİKERLER BAHŞİŞİ ALIYOR”

  Bir restoranda yemeği aşçı yapar ancak bahşişi garson alır diyen Üner, “Bizim meslekte de asıl emektarlar muhabirler, editörler, kameramanlar, prodüktörler, montajcılar ama bahşişi kim alıyor? Spikerler. Ben bahşişi de istiyorum. Hepimizin içinde teşhircilik, görünür olma isteği olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra muhabirlikten ekrana doğru evrildi olay” dedi.

“YANLIŞ ÜSLUP, DOĞRU SÖZÜN CELLADIDIR”

Ana haberde yaptığı yorumlarla ilgili konuşan Üner, “Ben yanlış üslup doğru sözün celladıdır. Ben buna inanıyorum. Dolayısıyla doğru üslubu seçmek için uzun konuşmalarımda üzerinde baya kafa yoruyorum. Muhalif bir şeyi kelimeleri seçmeden söylersem bunun kaybet kaybet olacağına inanıyorum. Kısa konuşmalar ise doğaçlama şeklinde oluyor. Hafif yorumlarımda metinlere kimse bakmıyor ancak genellikle bakıyorlar” dedi.

Ece Üner’in konuşmasından satır başları şöyle:
“ÇOCUĞUMUN GÖZÜNE BAKAMAYACAĞIM BİR ŞEYİ SÖYLEMİYORUM”


“Ben dünyadaki adaletsizliği değiştirebileceğimiz düşünmüyorum ama adaletsizlik karşısındaki duruşumuzu değiştirebileceğimizi ve bunun çok büyük bir fark yaratacağını düşünüyorum. Ukrayna Devlet başkanı ilk seçildiğinde, “Ben bir ikon değilim, devlet dairelerine benim değil, çocuklarınızın resmini asın ve bir karar vereceğiniz zaman çocuğunuzun gözünün içine bakarak verin o kararı” dedi. Ben 3 buçuk sene evvel bir kız çocuğu sahibi oldum ve doğum yaptığım günden beri haberleri eskisi gibi sunamıyorum. Dilim gitmiyor. Kızımın gözünün içine bakamam gibi geliyor ve bu duruma sebep olacak hiçbir şeyi o günden beri söylemiyorum”


12 yaşındaki kız çocuğu, annesiyle geldiği Gezi Parkı'nda,3 kişinin sözlü tacizine uğradı.

  İstanbul'da 12 yaşındaki bir çocuk iddiaya göre annesiyle gittiği Gezi Parkı'nda bisikletle gezerken 3 kişinin sözlü tacizine uğradı. Şüphelilerden biri çocuğu kolundan tutarak eve götürmek istedi. Kısa sürede gözaltına alınan zanlılar, savcılık talimatıyla serbest kaldı.

3KİŞİNİN SÖZLÜ TACİZİNE UĞRADI

  Yorulan H.Ş., bisikleti elinde sürerek annesinin yanına dönerken, iddiaya göre önüne çıkan 3 kişinin sözlü tacizine uğradı.



TACİZCİLERDEN BİRİ KOLUNDAN TUTUP GÖTÜRMEK İSTEDİ

  İddiaya göre tacizcilerden biri H.Ş'yi kolundan tutarak evine götürmek istedi. Korku içinde çığlıklar atarak kaçan H.Ş, koşarak annesinin yanına geldi.

   Olay dün saat 14.00 sıralarında Beyoğlu'nda meydana geldi. 14 yaş ve altı için sokağa çıkma serbestliğinden yararlanarak annesi F.Ş. ile Gezi Parkı'na gelen 12 yaşındaki kızı H.Ş. annesinden izin alarak komşularından aldıkları bisiklet ile park içinde gezmeye başladı. Yorulan H.Ş., bisikleti elinde sürerek annesinin yanına dönerken, iddiaya göre önüne çıkan 3 kişinin sözlü tacizine uğradı. 

İddiaya göre tacizcilerden biri H.Ş'yi kolundan tutarak evine götürmek istedi. Korku içinde çığlıklar atarak kaçan H.Ş, koşarak annesinin yanına geldi. İhbar üzerine anında harekete geçen Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ve bekçiler Gezi Park'ının hemen karşısındaki çocuk parkında şüpheli 3 kişiyi yakaladı. H.Ş, yakalanan şüphelileri teşhis ederken gözyaşlarına boğuldu. Anne, F.Ş kızını taciz ettiği iddia edilen kişilere elleriyle vurarak, tepki gösterdi. H.Ş'yi bir polis memuru ve annesi sakinleştirmeye çalıştı. Kelepçe takılarak gözaltına alındıktan sonra polis merkezine götürülen A.K., M.A. ve İ.A.'nın kırmızı ışıklarda duran araçlardaki sürücülere mendil satmaya çalışıp cam silen kişiler olduğu, uyuşturucu kullanmak ve hırsızlıktan suç kayıtlarının olduğu tespit edildi. Anne F.Ş ve kızı polis merkezine giderek şüphelilerden şikayetçi oldu. Polis merkezine götürülen şüpheliler, buradaki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.



Antalya’da 7 yavrusu bulunan dişi köpek tüfekle vurularak öldürüldü

  Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde 7 tane yeni doğan yavrusu olan dişi köpek, tüfekle vurularak öldürüldü. Köpeğin kim ya da kimler tarafından vurulduğu bilinmezken, mahalle sakinleri ise yavruları sahiplenip yaşatmaya çalışıyor.

   Olay, Döşemealtı ilçesine bağlı Yeşilbayır Mahallesi 4941 sokakta bulunan boşluk alanda saat 11.00 sıralarında meydana geldi. 

   Sabah saatlerinde köpeğin vurulduğu alanda, eşi ve çocuğuyla yürüyüş yapmak için geldiğini anlatan Gülçinayan Yılmaz, “Biz yürüyüş yaptığımız sırada bir köpeğin kayalıkların arasından çıktığını gördük. Biz de ardından buradan ayrıldık.

   Ayrıldıktan 15 dakika sonra 2 el tüfek sesi duydum. Çocuğumu eşime bırakıp koşa koşa buraya geldim. Gördüğüm manzara buydu. Güzeller güzeli köpek yerde kanlar içerisine yatıyordu. Saatlerdir burada bekliyoruz. Polisler geldi ve ne olduğumu sordu. Onlar da kanıt aradıklarını söyledi. Zabıtayı aradılar ve köpeği götürecekler” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, 7 tane yavrunun annesiz kaldığını, şimdi ise onları yaşatmaya çalışacaklarını söyledi.
Bazı illerde vaka sayısı hızla artmaya başladı!

Kovid-19 tedbirleri büyükşehirlerde vaka sayılarını aşağı çekerken Anadolu’daki bazı şehirlerde rehavet endişelendiriyor. Özellikle Batman, Kars, Uşak, Düzce, Gaziantep, Van, Adıyaman, Rize ve Zonguldak’da vaka sayıları artmaya başladı.


   Havaların ısınmasıyla evde izolasyonu gevşeten vatandaşlar, maske, sosyal mesafe gibi hayati tedbirleri de ihmal edince vaka sayıları arttı. Batman, Kars, Uşak, Düzce, Gaziantep, Van, Adıyaman, Rize ve Zonguldak gibi illerde vaka sayıları alarm vermeye başladı. Bu iller için de sokağa çıkma yasağı kararı gelebilir.

9 VAKADAN 450 VAKAYA

   Alınan tedbir ve uygulanan yasaklara karşın vaka sayısının arttığı illerin başında Batman geliyor. 3 Nisan’da 9 olarak açıklanan vaka sayısı büyük bir artışla bu hafta 450’ye kadar yükseldi. Batman Valisi Hulusi Şahin, şehirde artan koronavirüs vakalarına dikkati çekerek, radikal kararlar almak mecburiyetinde olduklarını ve Ramazan Bayramı’nda sokağa çıkma yasağı uygulanması için hükümete öneride bulunabileceklerini belirtti.

UŞAK DA KIPIRDANDI

  Nüfusa göre koronavirüs vakasının en çok görüldüğü yerlerden biri olan Uşak’ta da manzara aynı. 2 Nisan’da 38 olarak kayıtlara geçen vaka sayısı son zamana yükselişe geçti. 367 bin nüfuslu şehirde 2 bin 950 test yapıldı. Toplam vaka sayısının ise 441 olduğu açıklandı.

Maskesiz sokak yasak 

   Vatandaşların rehavet kapılması nedeniyle Anadolu’daki birçok ilde ek önlemler alındı. Adıyaman’da yarından itibaren sokağa maskesiz çıkmak yasaklandı.


  Valilikten yapılan açıklamada, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının toplum sağlığı açısından oluşturduğu riski yönetebilmek adına sosyal mesafe ve kişisel hijyen kurallarına uyulmasının hayati önem taşıdığı hatırlatıldı. Balıkesir’de de sokağa maskesiz çıkmak yasaklandı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, Vali Ersin Yazıcı Başkanlığında toplanan İl Hıfzıssıhha Kurulu, il genelinde maske ile dolaşmanın zorunlu olmasına karar verdi.



Gazi Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Acar istifa etti



   Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Acar, dün akşam öğrencilerin sorularını yanıtlamak için video konferansa katıldı. Prof. Dr. Acar, video konferans görüşmesi başlarken kendisine soru yönelten kız öğrencilerin isimlerini söyleyip, yanındaki kişiye, "Kızların resimlerini de görüyoruz böylece, çaktırma" diyerek güldü. Acar, yanındaki kişinin "Öğrenciler bu söylediklerini duyar" demesi üzerine, "Ses de gidiyor, yanıldık" diyerek, elini başına götürdü. O ana ilişkin görüntü, sosyal medyada paylaşıldı. Çok sayıda öğrenci ve kullanıcı Acar'a tepki gösterdi. Bunun üzerine Orhan Acar, görevinden istifa etti.



SOSYAL MEDYADA TEPKİ


   Sosyal medya kullanıcıları #GaziFenDekanıİstifaEt etiketiyle tepkilerini dile getirirken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da konuya kayıtsız kalmadı. Platformun Twitter hesabından yapılan paylaşımda "Gazi Üniversitesi Dekanı Orhan Acar, kamerayı kapalı sanınca 'Çaktırma kızların resimlerini de görüyoruz' dedi. Kadına yönelik cinsiyetçi zihniyetle dekanlık koltuğunu işgal eden Orhan Acar görevden alınsın" denildi.


Milli Dava Hesabı

   AKP iktidarının ve özellikle ekonomi yönetiminin son yıllarına damga vuran retoriklerin ve ülkedeki her krizin sorumlusu olarak işaret edilen unsurların başında 'dış güçler', 'faiz lobisi', 'dış mihraklar', 'ekonomimize saldırıyorlar', 'dolar lobisi' geliyor.

   Doların, 2018 yılında Rahip Brunson'un tutukluluğu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Türkiye'nin ekonomisini mahvederiz" tehdidinin ardından 7.22 seviyesine çıkmasının ardından, geçtiğimiz günlerde 7.26 ile yeni bir rekor kırması, 'ekonomimize saldırıyorlar' söylemini yeniden hortlattı.
Ancak uzmanlar, Türkiye ekonomisindeki kötü gidişatın ana kaynağı olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak öncülüğünde atılan mali adımları görüyor ve yanlış ekonomi politikalarının terk edilmesi çağrısında bulunuyor.

   Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kahveci de, "Milli Dava Hesabı" başlıklı, 11 Mayıs tarihli yazısında, bir kez daha Hazine garantili projelerle bir avuç AKP'li müteahhide yağdırılan paraları sorgulamaya devam ediyor.




   İbrahim Kahveci, iktidarın yaptığı projelerde faturayı milletin ödediğini belirtirken, İstanbul-İzmir Otoyolu için yapılan ihaleyle ilgili de dikkat çeken bir bilgi paylaştı.

"Temel atılırken (2011): Kur 1,80 ve maliyet 6 milyar dolar. Kurdele kesilirken (2019): Kur 5,50 ve maliyet 11 milyar dolar. İstanbul-İzmir Otoyolu için verilen rakamlardı bunlar. Proje TL bazında 10,8 milyar liradan 60,5 milyar liraya, dolar bazında da 6 milyar dolardan 11 milyar dolara yükselmiş" diyen Kahveci, "Temel atılırken Binali Yıldırım 6 milyar dolar dedi. Kurdeleyi keserken Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 milyar dolar ilan etti" diye belirtti.

   Bu projeler yapılırken ülkeye yabancılar dahil oluk oluk para akıyor, kasalar dolup taşıyordu: Ama tam da o günlerde ‘para yok’ diye Hazine Garantili bir avuç Müteahhitlere bu projeleri yaptırdılar. 
Şimdi ise zaten büyük bir ekonomik buhranda girdiğimiz salgın hastalık günlerinde dahi bu müteahhitlere milyarlarca lira ödenecek parayı buluyorlar. 


   O zaman soralım: O para bolluğunda “Para yok” kim demişti? Ve şimdi yabancıdan zırnık yokken ve kasada da para kalmazken BU HAZİNE GARANTİLİ MÜTEAHHİTLERE MİLYARLARCA LİRAYI KİM ÖDÜYOR?



Milli hesaplar yan yana


   Cumhurbaşkanımız  Recep Tayyip Erdoğan,  "Sosyal Medyada da birlik olalım." çağrısında bulundu.

   Cumhurbaşkanımız en ince detaya kadar düşünüyor, ülke ve millet için dünyanın yükünü taşıyor.  #MilliHesaplarYanyana  demekle ve yazmakla kalmayalım bizzat uygulayalım. "Söylem değil eylem"olsun.Yalan yanlış haberlerle başarımızı gölgelemek isteyenlere karşı sosyal medyada da birlik oluyor, Büyük ve Güçlü Türkiye için gücümüze güç katıyoruz.

İşte sosyal medyada yayınlanan tweetler



Küfür, hakaret...:

Ekrem İmamoğlu'na bir tehdit daha!

  Murat Geçer isimli bir kişi, sosyal medyada yayınladığı videoda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na hakaret ve tehditler savurdu.

   İBB haber tarafından paylaşılan videoda Emniyet Genel Müdürlüğü de etiketlenerek bilgi verildi. Şahsın videoda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, "İstanbul'daki belediyede israf var dedin. Bu israfı kestiğimiz zaman İstanbul'un önü açık dedin. Başladın şimdi fitreleri istemeye. İmamoğlu akıllı ol, 900 tane dairenin sen fitresini, zekatını ver. Fazla çin çin yapma. İstanbul'a getirme beni" dediği görülüyor.






Kılıçdaroğlu: 2008 krizinden daha derin bir kriz ile karşı karşıyayız

   Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konferans yoluyla görüştüğü öğrencilere Türkiye'yi 2008 yılından daha büyük bir krizin beklediğini, şimdiye kadar hiç böyle bir tablonun oluşmadığını söyledi. Hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, "Doları kontrol edemiyorlar. Yanlış politikalar izliyorlar. Doları kontrol etmek için bütün dövizleri sattı Merkez Bankası" dedi

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bazı üniversite öğrencileriyle video konferans yoluyla görüştü. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi:

SINAVLARIN ERTELENMESİNDE YÖK BAŞKANI’YLA GÖRÜŞÜLMEMİŞTİR’

   Gençlerin hükümet tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden sınav tarihlerinin ertelenmesinden şikayet etmeleri üzerine ise CHP lideri şu yanıtı verdi:
“Sınavın erkene alınması ile ilgili açıklamayı Erdoğan, Turizm Bakanı ve Sağlık Bakanı ile görüşerek yaptı. Erdoğan ve iki bakanın çocukları sınava giriyor mu? Hayır. Eminim YÖK Başkanı’nın bile bu konuda görüşü alınmamıştır.”

Sanal ortamda gerçekleşen görüşmeye gençlerin aile üyelerinin de dahil olması ile renkli anlar da yaşandı. Gençlerden birisinin kardeşi olan 8 yaşındaki Emir’le, CHP lideri arasında yaşanan diyalog dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’nun, “Yaramazlık yapıyor musun?” sorusuna, “Hayır” yanıtını veren minik Emir’e Kılıçdaroğlu, “Senin yaramazlık yapma hakkın var biliyorsun değil mi? Çocukların yaramazlık yapmak, büyüklerin de sizin yaramazlıklarınızı hoşgörü ile karşılama görevleri var” dedi.

   Gençlerden birisi Kılıçdaroğlu’na selam vermek isteyen dedesi ile bilgisayarın karşısına geçerken, bir başka genç de, babası ile birlikte CHP liderine gitar ve saz çalarak, türkü söyledi.

Ekonomiyle ilgili Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?


   2008 krizinden daha derin bir kriz bekliyor bizi. Çünkü Türkiye’nin Merkez Bankası rezervleri negatif. Böyle bir tablo hiç olmadı. Vergi toplayamayacak. Maaşları ödeme süreci var. Doları kontrol edemiyorlar. Yanlış politikalar izliyorlar. Doları kontrol etmek için bütün dövizleri sattı Merkez Bankası. Farklı bir tablo ortaya çıktı. Bu tablodan çıkmanın yolu nedir? Arkadaşlarıma şu talimatı verdim: Önümüzdeki günlerde ilk yapacağınız iş bir israf raporu hazırlamaktır. Devlette israfın boyutlarını bir görmemiz lazım. 


Yandaş Ülke TV'de ölüm tehdidi: 'Bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür. Benim listem hazır'

  Gerici Ülke TV’de Esra Elönü’nün programına katılan Sevda Noyan, canlı yayında muhalefeti ve oturduğu sitedeki komşularını ölümle tehdit etti. Tepkiler sonrası açıklama yapan Ülke TV, “Tasvip etmediğimiz ve yayın ilkelerimize aykırı sözlerin Ülke Tv ekranlarından sarfedilmesi nedeniyle kamuoyundan özür dileriz” ifadelerine yer verdi.

   Yandaş Ülke TV kanalında Esra Elönü’nün Arafta Sorular programına katılan Samanyolu TV’de bir dönem Kapılar ve Köprüler isimli program yapan Engin Noyan’ın eşi Sevda Noyan, canlı yayında muhalifleri ve komşularını ölümle tehdit etti.

O SÖZLER RTÜK'E TAŞINIYOR

   RTÜK üyesi İlhan Taşcı, Ülke TV'de Esra Elönü'nün Arafta Sorular programında yazar Sevda Noyan'ın skandal ölüm tehdidi hakkında açıklama yaptı.
İlhan Taşcı, Ülke TV'deki ölüm tehdidini RTÜK'e taşıyacağını duyurdu.

İLHAN TAŞÇI: PAZARTESİ GÜNÜ DİLEKÇE VERECEĞİM

   'Bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür. Benim listem hazır' diyen Sevda Noyan'ın ölüm tehdidi içeren videosunu paylaşan İlhan Taşcı'nın sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:


"Bu yayın nedeniyle toplumun geniş bir kesiminde infial oluştu. Çok sayıda soru alıyorum. Yayını RTÜK nezdinde bizzat takip edeceğim. Üst Kurul gündemine alınması için de Pazartesi günü dilekçe vereceğim. RTÜK Yasası, yayında “toplumu kin ve düşmanlığa tahriki” açıkça suç sayar."