Türk siyasetçi: Ülkemiz gazeteciler için açık cezaevine dönüştü...
Türkiye, 1992-2020 arasında dünyada Çin’den sonra en çok gazeteci tutuklayan ülke (831 gazeteci) Türkiye, İran’ın 2.5 katı, Mısır’ın 4 katından fazla sayıda gazeteci tutuklamış.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 10 Ocak Gazeteciler Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, Türk basınının darbe sırasında bile bugün kendisine uygulanan baskılara tanık olmadığını söyledi.
Gazetecilik mesleğinin demokrasinin temel yapı taşlarından biri olduğunu sözlerine ekledi.
“Gazetecilik, toplumu bilinçlendirmek, kamuoyu oluşturmak, bilgi vermek ve gerçekleri araştırmak gibi çok önemli görevleri yerine getiriyor.
Bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen çeşitli kriterler vardır. Kuşkusuz bu kriterlerden biri de ülkedeki basının tarafsız, ilkeli ve özgür olması gerektiğidir. Türkiye'de tarafsız ve bağımsız haber ve yayınlar son yıllarda gözden kaçmayan şeyler arasında yer alıyor.
Ekonomik krizin tüm vatandaşları olumsuz etkilediği, adaletsizliğin ve hukuksuzluğun hayatın her alanında yaşandığı ülkemizde basın çok önemli bir rol oynamaktadır.
Yıllar sonra bu dönemden bahsedildiğinde basının kamuoyunu aydınlatmak ve gerçekleri aktarmak için yaptıkları ve yapmadıkları mutlaka konuşulacaktır.” dedi.
Agbaba, Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 153'üncü, Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde ise 139 ülke arasında 117'nci sırada yer aldığını açıkladı.
Küresel Demokrasi Endeksi'nde 167 ülke arasında 110'uncu sırada yer alarak dünyada en fazla tutuklu gazeteciye sahip ülkeler arasında yer alıyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 19 yıllık iktidarı döneminde Türkiye'nin gazeteciler için açık cezaevine dönüştüğünü vurguladı.
Sansür, baskı ve tutuklamaların hız kesmeden devam ettiği ülkemizde, hükümet karşıtı medya ya TRT tarafından cezalandırılarak ya da Basın İlan Kurumu tarafından ilanlar kesilerek susturulmaya çalışılmıştır. Bu noktada tek adam sistemi monofonik medya yaratmaya devam ediyor.
Basın konseyi raporuna göre, kamu gücünü kullanan hükümet, ulusal medyanın yüzde 95'ini tam denetimine almış durumdadir.
“Yüksek kur ve artan girdi maliyetleri nedeniyle son iki yılda yerel gazeteler başta olmak üzere birçok basın ve radyo kurumu kapılarını kapatmak zorunda kaldı.
Geçen yıl farklı yazılı ve görsel medya sayısı bir önceki yıla göre yarı yarıya azaldı. Bu nedenle matbaa ve radyonun çeşitli sektörlerinde çalışan basın ve radyoda çalışan 12.000'den fazla işçi işsiz kalmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder